| Asker Fikralari | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:30 am | |
| 42 Yıl İki adam yolun iki tarafından birbirlerine doğru yürüyolarmış. İkisi de diğerinin sağ ayağını sürüyerek geldiğini farketmiş ve karşı karşıya geldiklerinde birbirlerine bakmışlar... Önce biri sağ ayağını işaret ederek şöyle demiş: - Vietnam, 42 yıl önce... Bunun üzerine diğeri de kendi sağ ayağını işaret etmiş: - At pisliği 20 adım geride... _________________ | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:30 am | |
| Patates Temel ve Dursun aynı köyün iki delikanlısıdır.Yaşları yirmiyi bulur ve askere giderler.Her ikiside çakı gibi askerdirler.Günler,aylar geçer ve bizim iki karadenizlinin başarıları artar.Bizimkiler en iyilerin seçileceği tatbikata aday olarak giderler.Tatbikatın ana konusu kamuflajdır.Temel,dursunve diğer adaylar tatbikatın olacağı meydana toplanır.Askerlerden istenen bu boş arazide en iyi kamuflajı yapmaktır. askerler dört bir yana dağılarak,saklanmaya başlarlar.Temel ve Dursun saklanmaya çalışırken iki tane boş çuval bulurlar.Temel birine Dursun birine girer.Diğer askerlerin denetimi bitmiş sıra bizimkilere gelmiştir.Komutan dursunun çuvalının başına gelir.Çuval'a bir tekme atar. Dursun havv!!! havv!!! diye bağırır.Komutan içinden "aferin iyi kamuflaj yapmış diye mırıldanır.Sıra temelin çuvalına gelir ve ona'da bir tekme atar.Çıt yok.birdaha tekme gene çıt yok.Komutan dayanamaz ve öyle bir tekme vururki temel acısından bağırır.PATATES!!!, PATATES!!!. | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:30 am | |
| Guş Sandım Yüzbaşı evin papağanına belli başlı kelimeleri ezberletmişti.Mehmet gel, Mehmet git, şunu yap, bunu yapma v.s...
Evde kimsenin bulunmadığı bir sırada.Evin yeni emir eri ortalığı silip süpürmekle meşgul görünüyordu.İçeriden MEHMED diyen sesi duyunca fırladı koştu :
-Buyur, dedi ama arkası gelmedi .
Tekrar işine daldı.Bir zaman sonra tekrar çağrıldı. Şaşırmıştı. Odada bu emri beklemeye karar verdi.Papağana gözü takıldığı anda da papağan "MEHMED" diye çağırmasın mı!Derhal hazır ol vaziyetine geçerek :
-Buyur komutanım, dedi.Kusura bakma seni guş sandımdı | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:31 am | |
| Hans Kim? Büyük bir savas çikmis. Bütün dünya bizim Trabzonlular’a karsi... Derken herkes kendilerine siper kazmis. Trabzonlular ayri bütün dünya ayri. Ve savas baslamis. Trabzonlular bir bir öldürülüyormus bu ise bir çare bulalim demisler. Temel:
-Usaklar herkes egilirse de bizi vuramazlar. Derken herkes egilmis. Diger taraftan da düsman kuvvetleri bir buna çare olarak plan yapmis ve baslamislar:
-Temel kim? oradan bir ses:
- Benim ula... baamm Temel ölmüs!
Bir ses daha gelmis:
-Dursun kim?
- O da benim ula.... bammm Dursun da ölmüs!!
Neyse Trabzonlular da akillanmis ve bu sefer onlar baslamis:
-Hans kim? Ses yok!
-Maykil kim? Yine ses yok! Derken bir ses:
-Hans'a kim seslendi?
-Ben ula... BAAAMM! | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:31 am | |
| Birdaha Bulamazsısnız Eski zamanlarda bir gün su, ateş ve ahlak askere gitmeye karar vermişler. Bir gün tatbikatta birbirlerini kaybetteklerinde nasıl bulacaklarını sormuşlar bunun üzerine;
Ateş, nerede bir duman görürseniz beni orada bulabilirsiniz oraya gelin demiş.
Su ise nerede bir şırıltı duyarsanız oraya gelin beni orada bulabilirsiziniz demiş.
Ahlak ise beni bir kere kaybederseniz bir daha bulamazsınız boşuna aramayın demiş. | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:31 am | |
| Albayı Tutuklayacakmış Albay, binbaşıya :
-Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Bende orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi verecegim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz .O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün.
Binbaşı, yüzbaşıya :
-Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır.
Yüzbaşı, teğmene :
-Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir.
Teğmen, başçavuşa :
-Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kiyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir.
Basçavuş, askere :
-Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim techizat ile hazır olun.
Askerler kendi aralarında :
-Yarın sabah bizim basçavus Albayı tutuklayacakmış ________________ | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:32 am | |
| Cesaret Bir gün havacilarin karacilarin ve denizcilerin en yüksek komutanlari askerlerinin cesaretlerini birbirlerine ispatlamak için toplanmislar. Karacilarin komutani bir asker çagirmis. Asker "Emret komutanim" diyerek yanina gitmis. Komutani yere yatmasini istemis. Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermis. Asker kilini bile kipirdatmadan yattigi yerde beklemis ve malumunuz ezilmis. Komutan digerlerine dönerek "iste cesaret" demis. Havacilarin komutani bir asker çagirmis. Asker yine "Emret komutanim" diyerek komutaninin yanina gitmis. Komutani helikoptere binmesini emretmis. Asker helikoptere binmis ve havalanmis. Daha sonra komutani askere asagiya parasütsüz atlamasini emretmis. Asker de emre itaat etmis ve atlamis. Yere çakilmis ve can vermis. Komutan da digeri gibi dönerek: "iste cesaret" demis. Sira gelmis denizci komutana. Denizci komutan askerini çagirmis. Asker "Ne var lan" demis. Komutan "Gel buraya!.." emrini vermis. Asker de ona "Hade len" demis. Komutan diger komutanlara dönerek "iste cesaret.." | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:32 am | |
| Sarıyer İstanbullu Asker Askerde İstanbul`lu bir arkadaş acemiliği tamamlamış, kura çekiyor..
Elini torbaya daldırmış, bir kağıt seçmiş. Komutan: - Bu mu oğlum? Asker: - Hayır komutanım ben Sarıyer` liyim ve sarıyer orduevini istiyorum. İçime doğdu bu kura İstanbul ama Sarıyer değil..
Demiş ve kağıdı açmayaparsın bilemiyecem...dan torbaya atmış. Karıştırmış, karıştırmış ve bi kağıt çıkartmış.
Komutan: - Evladım bu mudur? Asker: -Evet komutanım budur.. Kesin hissettim bu sarıyer orduevi...
Komutan kağıdı açmış ve..... -Evladım Sarıyı tutturdun da Kamışı ne | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:32 am | |
| İsmini Biliorum da Temel askerdeyken yeni basçavus gelir ve tum boluge söyle der. -"Sakin benim adimi unutmayin, benim adim Arslan oglu Arslan.. Eger adimi unutursaniz geldigimde caniniza okurum." der ve gider
Aradan haftalar geçer ve basçavus gelir herkeze adini sorar ve hepsi bilir. Sira Temel`e gelir.. Temel:
-"Bi hayvanogli hayvandi ama hacan ismini bilemiyrum?" | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:32 am | |
| Dedigi dedik Temel ile Cemal tuttukları balığın dişi mi erkek mi olduğu konusunda iddialaşmış. Temel çözüm önermiş.
- Yüzbaşıya soralım.
- O ne pilir ki?
- Ama dediğu dediktur. | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:33 am | |
| Kastamonu Bölük komutani Ali okulu nu denetliyordu. Hasan`a sordu: - Oglum, dünya kac parcadir? - Bes parcadir komutanim. - Say bakalim. - Avrupa, Asya, Amasya, Tosya, Okyanusya. - Sen nerelisin? - Kayseriliyim, komutanim. - Su haritada Kayseri`yi göster bakalim. Hasan Kastamonu`yu isaret edince: - Oglum, orasi Kastamonu. - Kayseri`nin bir mahallesi sayilir, komutanim | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:33 am | |
| Mehter Takımı Bir gün Cennet`in kapıları şiddetle vurulmuş: -Güm Güm Güm !! İçeriden seslenmişler: -Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: -Biz İstanbul’u fetheden Fatih`in yiğitleriyiz! İçeriden hoş geldiniz diyerek kapılar ardına kadar açılmış ve yiğitleri içeriye buyur etmişler.
Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar. Bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış: -Güm Güm Güm !!!
İçeriden sormuşlar: -Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: -Biz İstanbul’u fetheden Fatih`in yiğitleriyiz!
İçeriden hemen cevaplamışlar: -Hadi len! Onlar 40 yıl önce geldi!
Dışarıdan yine ses gelmiş: -Biz mehter takımıyız ancak geldik!!! | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:33 am | |
| Ezik Mehmet Teskere zamanı yaklaşmıştır. Aynı tertip askerlerden bazıları oturup bir karar alırlar. Bir daha saf asker Mehmet`e ayak işleri yaptırmayacaklardır. Kararı Mehmet`e açıklarlar. Bu habere çok sevinen Mehmet yine de doğrulatmak için tek tek sorar:
- "Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi?"
- "Evet."
- "Sen Osman, benim sigaralarımdan otlanmayacaksın değil mi?"
- "Otlanmayacağım."
- "Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi?"
- "Yıkattırmayacağım."
Herkesten gerekli yanıtı alan Mehmet:
-İyi, ben de bundan sonra karavanaların içine hacet görmeyecegim.. _________________ | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:34 am | |
| Temel Bush´a Karşı Temel, Amerikanin durduk yerde Irak`a saldirmasindan rahatsiz olmustur. Bir yolunu bulup baskan Bush`a telefon eder:
"Alooo! Ben, Temel olarak size savas acayrum haberunuz olsun!"
Bush, gülerek yanitlar:
"Hehehe...kac kisilik bir ordun var ki?"
Temel düsünür:
"Hmmm...kayinpirader Idrus, halaogli Tursun, kaavedeki arkadaslar..." ve yanit verir: "9 kisidur daa!"
Bush icinden kis kis güler ve ciddi olmaya calisarak:
"Temel bey, sizin 9 kisilik ordunuza karsilik Amerikan ordusu tam 2 milyon askerden olusmaktadir!" der.
"Hmmm..." der Temel:
"Sizu pir süre sonra arayacagum."
Aradan birkac gün gecer ve Temel, Bush`u yeniden arar:
"Baskan, savas ilanimuz gecerlidur. Bir miktar ekipman hazirladuk size karsi!"
Bush, ilgiyle sorar:
"Neymis bunlar?" "Hacan, bizim Tursun`un tiraktörü, benim cakaralmaz tüfek bi de kavedeki arkadaslardan birinin bicerdöveri..."
Bush güler:
"Iyi ama benim tam 150 bin tankim, 30 bin ucagim ve 10 bin askeri gemim var! Haaa, ayrica bu arada askerlerimizin sayisi da 3 milyon oldu!"
Temel yeni gelisme karsisinda biraz sikilmistir:
"Tamam, bir müddet sonra sizu yeniden arayacagum."
Birkac hafta sonra Temel, Bush`u yeniden arar:
"Baskan, savas ilanumuzu ceri alayrum."
Bush merakla sorar:
"Neden?"
Temel, moralsiz bicimde yanitlar:
-Cenevre anlasmasinu incelemisuzdur. 3 milyon savas esirini barinduracak yerimiz yoktur! | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:34 am | |
| Çamaşır Çoğunluğunu lazlarğn teşkil ettigi komando bölüğü 10 gündür ormanda, çamurda, aç susuz pislik içinde eğitim yapmaktadır. 11. gün komutan, çavuş Dursun`u çağırır:
- Çavus, 10 gündür bölük gayet iyi bir performans gösterdi, biz de onları ödüllendirelim, bugün çamaşır değiştirebilirler artık.
Dursun:
- Başüstüne Komitanum.
Dursun çavuş bir heves koşarak bölüğü toplar:
- Sizlere çok sevineceğunuz bir haber cetirdum..Komitan izin verdi bugün erat çamaşir degistirecek, sıraya geçin değiştirun. Temel sen İdrisle. İsmail sen Kemalla. Sadik sen Cemalla... | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 12:34 am | |
| Vatan Neyinizdir? Komutan Mehmete soruyor,
-Vatan senin neyindir?
-VATAN BENİM ANAMDIR komutanim. Diye bağırıyor. Sıra Temel`e geliyor. Vatan senin neyindir asker, Temel:
-VATAN MEHMET`in ANASUDUR KOMUTANUM | |
|
| |
monstervalley Aktif Üye
Mesaj Sayısı : 83 Kayıt tarihi : 09/08/07
| Konu: :) :):):):):):):):):):):):) Perş. Ağus. 09, 2007 6:52 am | |
| çok komik bunlar yaaaaaaaaaa | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Perş. Ağus. 09, 2007 7:48 am | |
| | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Cuma Ağus. 10, 2007 3:01 am | |
| | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Cuma Ağus. 10, 2007 3:01 am | |
| Kurtuluş savaşında ordu büyük zayiat vermektedir...
Ordu komutanı bu gidişe dur demenin yollarını ararken aklına dahiyane bir fikir gelir. Hemen bölüğü düz bir arazide toplar ve bölüğe hitaben: Bu günden sonra düşman tarafından bir kelle getirene on lira vereceğini söyler ve bölüğü cepheye gönderir. Ertesi gün bölük şaha kalkar ve her kes iki,üç kelle getirip ordu komutanından parasını alır. Savaşın üçüncü günü ordu komutanı postası olan temelin yok olduğunu görür. Bölüğe haber salar ve tüm ölüler ile yaralıların arasında temeli araştırır. Yapılan aramalarda temelden iz yoktur. Temelsiz geçen beş günün sonunda nöbetçilerden birisi bölüğe doğru bir toz bulutunun yaklaştığını alarm verir. Dürbünü eline alan ordu komutanı yaklaşan bulutun bir kamyon olduğunu görür. Gözlerine inanamaz kamyonun kasası düşman kelleleriyle doludur ve direksiyondaki de temelden başkası değildir. Sevinçle temeli karşılayan ordu komutanı ordusuna dönerek asker dediğin böyle olmalı der ve temeli odasına çağırır. Odaya giden temele ordu komutanı:
-Bak evladım devletimiz savaş halinde,ekonomimiz bozuk ben size kelle başına on lira sözü verdim ama bu kadar kelleye ödeyecek paramız yok gel seninle bir anlaşma yapalım kelle başına sana altı lira vereyim demiş.
Komutanın teklifine şiddetle karşı çıkan temel parasını tam olarak ister. Bir türlü temeli ikna edemeyen komutan kızgın bir ifadeyle altı lirayı neden kabul etmediğini sorar.
Temelin cevabı müthiştir.
Komutanım vallahi yedi liradan ben aldım onları der. | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Cuma Ağus. 10, 2007 3:02 am | |
| Yıllar önce İngiltere de erler şemsiye kullanmazmış. Şemsiye taşıma hakkı sadece subaylara tanınıyormuş. O yıllarda bir gün genç teğmenlerden biri, koltuğunun altında bir şemsiye ile hızlı hızlı yürüyen eri görünce, beyninden vurulmuşa dönmüş. Eri çağırarak: - Bu ne küstahlık, demiş. Ve şemsiyeyi aldığı gibi dizinde iki parça etmiş. - Bu sana bir ders olsun, bir daha böyle küstahlıklar yapma! Neye uğradığını anlamayan er: - Başüstüne, diyerek selamı çakmış ve şöyle sormuş: - Teğmenim, beni az önce evine yollayan general şemsiyesini istediğinde kim kırdı diyeyim? | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Cuma Ağus. 10, 2007 3:03 am | |
| Osmanlı dönemini paşalarından birinin sadık bir adamı efendisi için çalışırken başını belaya sokar. Zaptiyeler onu yakalayıp kadı efendinin karşısına çıkarırılar. Gidiş idama doğru. Zavallı: “Bre nedir ne oluyor” diye sordukça “Hiç telaşlanma derler” .... “Paşa ne yapar ne eder seni kurtarırı derler”. Gariban ümitle beklemeye dursun paşa hiç mi oralı değildir. İhtimal adamı kurtarırken kadı ile bozuşmaktan korkmaktadır. Son celse yapılır ve karar idamdır. Zaptiyeler adamı iki kolundan tutmuş götürürlerken gariban kapıdan paşayı görür,son bir ümitle ona doğru hamle yapar.Neredeyse kurtar beni paşam diye haykıracaktır. Paşa bu ihtimalden korkarak,zaptiyelerin kolundaki garibanın yalvaran gözlerine bakarak yalnızca onun duyabileceği bir ses tonuyla “Bir can için beni mahcup etme evladım” diye fısıldar | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Cuma Ağus. 10, 2007 3:04 am | |
| Başçavuş Albayı tutuklayacakmış; Albay, binbaşıya: -Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün. Binbaşı, yüzbaşıya: Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır. Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış. | |
|
| |
SenabiL Administrator
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 08/08/07
| Konu: Geri: Asker Fikralari Cuma Ağus. 10, 2007 3:08 am | |
| Sayın yolcularımız uçağımızda ani bir elektrik arızası meydana geldi.içinizde elektrikten anlayan biri varımı acaba? Orta sıralarda, arka arkaya oturan iki yolcu el kaldırır.Hostes; arkadaki yolcuyu pilot kabinine davet eder.Adam arızayı hemen bulup giderir. Aradan beş on dakika geçer aynı hostes yine aynı yerde görünür. Sayın yolcularımız uçağımızda ani bir hidrolik arızası meydana geldi, içinizde hidrolikten anlayan biri var mı acaba ? Orta sıralardan yine iki kişi el kaldırır; Biri daha önce elektrik arızası olunca elektrikten anlayanlar sorulduğunda da el kaldıran kişidir. Diğeri de başka biri. Hostes; daha önce elektrik arızasını gideren değil de, öteki el kaldıranı davet eder. Bu tür değişik arıza olayları ; birkaç kere daha devam eder. Hostes; belirttiği konularda yardımcı olabilecekleri sorulduğunda her seferinde orta sıradaki adam; ben anlarım anlamında elini kaldırır. Ancak, hostes diğer arızaları için yardıma devamlı el kaldıran kişi dışında başkalarını çağırır. Son bir arıza duyurusunda ; aynı kişi gene el kaldırınca hostes dayanamaz ve adamın yanına gider.; “ Beyefendi “der Hangi arızayı söylesem, el kaldıranlardan biri hep siz oluyorsunuz sizin mesleğiniz nedir.?; Adam yanıt verir: -“Subayım.” | |
|
| |
| Asker Fikralari | |
|